27.8.09

Şampiyonlar Ligi Grupları


Kuralar çekildi . Eh bize de ne düşer , geyik muhabbeti...


A Grubu


Bayern München , Juventus , Bordeaux , Maccabi Haifa


Grubun ikinci torba takımı Juventus ligden düşüp de iki yıl Avrupa Kupaları'ndan uzak kaldığı için bu torbada. Yani aslında bu torbada iki adet birinci torba takımı var . Fakat benim futbol anlayışımla Bayern'in ikinci torbada olması gerekir. O zaman işler normale döndü. Juventus bana göre liderlik için en büyük favori. Neden derseniz iyi bir kadro var ellerinde , Cannavaro ve Diego gibi iki önemli isimle güçlendiler. Bayern ise sakatlıklar ve Ribery'nin ilginç durumu ile belirsizlik içinde bence. Bordeaux gruptan çıkarak sürpriz yapabilir zira Ligue 1'e müthiş başladılar. Leblebi gibi gol atıyorlar. Maccabi ise dördüncülükten yukarıya çıkarsa çok çok büyük bir sürpriz olur.


B Grubu


Man. UTD , CSKA Moscow , Beşiktaş , Wolfsburg


İki yıl öncesinin şampiyonu , geçen yılın finalisti , Sir Alex Ferguson efsanesinin takımı Man UTD. Ronaldo gitmiş olabilir , bu takım V.Nistelrooy ve Beckham gibi büyük yıldızlarını da sattıktan sonra aynı düzeyde devam etti. Yani sorunları yok. CSKA ise Brezilyalıların hücum gücünü oluşturduğu , Shaktar Donetsk vari bir takım. Hatta onlar da UEFA Kupası'nı kazanmışlardı. Zico ile Brezilyalıların da gayet iyi anlaşacaklarını da düşünürsek tek sıkıntıları Rusya Ligi'ndeki yerleri.Wolfsburg ise Bundesliga'da şampiyon olan kadroya Obafemi Martins ve Karim Ziani gibi beğendiğim iki ismi ekledi. Dördüncü torbadaki en baba takım. Beşiktaş ise bir muamma. Neden derseniz yeni transferler , lige yapılan kötü başlangıç ve Mustafa Denizli'nin sıfır kabusu.Açıkçası pek umutlu konuşamıyorum Beşiktaş için. Umuyorum ki beni yanıltırlar. Favorimi yazmaya gerek duymuyorum.İkincilik için üç takım çekişecek.


C Grubu


Milan , Real Madrid , Marseille , Zürih


Dedelerin takımı Milan , kadrosunu yıldızlarla dolduran Real Madrid , Fransa'da en sevdiğim takım Marseille ve fasulyeden Zürih.Aslında iyi oldu bu UEFA'nın Şampiyonlar Ligi'ni gerçekten "Şampiyonlar Ligi" haline getirmeye çabalaması. Neyse bu grupta tek şampiyon Zürih.Ama onlarında hali malum.Milan'ın tecrübeli(!) kadrosu mutlaka iyi işler yapacaktır. Real Madrid için ise bekleyip görelim diyorum. Marseille ilginç bir ekip ne zaman ne yapacakları hiç belli olmaz.Fakat bu grupta yine Milan ve Los Galacticos'un rakibi yok gibi.


D Grubu


Chelsea , Porto , Atletico Madrid , APOEL


Chelsea , Porto ve Atl. Madrid geçen sezon gruplarından çıkan takımlar. Yani bu sezon biri geçen sezona göre mutlaka başarısız olacak. Kanımca bu ekip Porto olacaktır. Bu sezon yine önemli isimlerini gönderdiler. Lucho ve Lisandro gerçekten kaliteli isimlerdi.Atletico Madrid'İn en büyük kozları tabi ki Agüero ve Forlan , onları durdurmak zor olacak. Chelsea ise Ancelotti neler yapacak acaba? APOEL ise biraz averaj işi gibi ha? Neyse büyük konuşmayalım.


E Grubu


Liverpool , Lyon , Fiorentina , Debreceni


Liverpool Premier League'dense Şampiyonlar Ligi'ni daha çok seviyor. Yıllardır İngiltere'de şampiyon olamamışken , Şampiyonlar Ligi'nde rahatçe yarı finale kadar gidebiliyorlar.Lyon ise yıllardır Ligue 1'de rakipsiz kalmıştı. Marseille ve Bordeaux geçen sezon onları tahtlarından indirmek için çabaladılar , Marseille en öz biçimde aptallığının kurbanı oldu ve Bordeaux şampiyon oldu.Şampiyonlar Ligi de tam bir hayal kırıklığıydı.Öyle olunca bu sezon onlardan bir patlama bekliyorum.Fiorentina ise orta düzeyde bir takım.Gruptan çıkabilir veya Avrupa Ligi'ne gidebilirler.Debreceni ise 15 yıl sonra Ferencvaros'dan sonra Şampiyonlar Ligi'ne gelen ilk Macar takımı.Düşünün Macar futbolunun halini. O eski Puskas'lı kadrodan sonra , rakiplerine kök söktüren o takımlardan sonra , ne hale düştüler.


F Grubu


Barcelona , Inter , Dynamo Kiev , Rubin Kazan


Gökdeniz ve Hasan Kabze için kötü haber. Barcelona ve Inter gibi iki dev takımın grubuna düştüler. Gerçi Inter Şampiyonlar Ligi'nde , hatta genel olarak Avrupa Kupalarında başarısız bir ekip.Mourinho bile bu başarısızlığın önüne geçemedi.Dynamo ise eğer geçen sezon ki gibi oynayacaksa bu sefer üçünclük için hiç şansları yok demektir.Rubin Kazan ise kapalı kutu. Rusya'da Zenit ve CSKA gibi önemli ekiplerin önünde ligi aldılar. Bu iyi bir referans.En ilginç durum ise Zlatan Ibrahimovic ve Samuel Eto'o'nun karşılaşacak olmaları.


G Grubu


Sevilla , Glasgow Rangers , Stuttgart , Unirea Urziceni


Şampiyonlar Ligi mi yoksa Avrupa Ligi grubu mu ? Hadi bu grubu bir kadğıda yazsam ve hiçbir şey söylemesem ne dersiniz ? Bence Avrupa Ligi derdiniz. Hakikaten de öyle. Hatta benim için utnaç verici olsa da Unirea Urziceni'nin bir Romen takımı olduğunu az önce öğrendim.Sevilla grubun favorisi hatta açık ara en iyisi. Rangers ve Stuttgart ikincilik için çekişirler.Unirea Urziceni ile ilgili herhangi bir fikrim olmadığını herhalde anlamışsınızdır.


H Grubu


Arsenal , AZ Alkmaar , Olympiakos , Standart Liege


Arsenal'i çıkarın . Yine bir Avrupa Ligi grubu. Arsenal'in grup liderliği için çekişebileceğini düşündüğüm bir ekip yok. Sanki Arsenal dışındakiler kendi aralarında bir lig yapacaklarmış gibi.Arsenal maçlarından alınacak her puan bu takımlar için ekstra , diğer puanlar ise normal karşılanmalı diye düşünüyorum.İkincilik için favorim AZ Alkmaar olsa da Luis Van Gaal'i kaybetmek onlara yaramamış olabilir.Arsenal dışında üç takımında ikincilik şansı var.Gerçi Arsenal de Inter gibi Avrupa Kupalarında hayal kırıklığı yaratmaktan hoşlanır ama neyse.


Ne ki bu ?


Fenerbahçe'de iyi bir sezon geçirmişti Tuncay Şanlı , yüzüncü yılda şampiyonluk gelmişti. Sözleşmesi sona eriyordu Türkiye'nin deli dolu orta saha-forvet oyuncusunun.Arsenal , Barcelona ve Man. UTD ismi geçen takımlardı. İçimizden "vay be Tuncay'a bak , inşallah Fenerbahçe'de kalır ama bu tip bir takıma gitmesi de fena olmaz , en azından Totenham gibi bir takım bile olur" dedik. Öyle ya daha Arda Turan tam anlamıyla yıldızını parlatmamıştı. Son dönemde hiçbir oyuncumuz bu tip büyük bir takımda oynamamıştı. Göğsümüz kabardı adeta. Derken Tuncay Şanlı Middlesbrough adlı , en son başarısı UEFA Kupası'nda final olan , Premier League'in orta-alt sıralardaki ekiplerinden birine transfer oldu. "Herhalde bir basamak olarak kullanacak bu takımı , iki - üç yıl içerisinde büyük bir takıma transfer olur dedik. İlk sezonu alışma devresi olarak iyi geçti. Yaz aylarında yine büyük takımlarla adı anılır oldu. İkinci yılında ise İngiltere atmosferine tam anlamıyla alışmış , gol sayısı düşse de takım taraftarının adına şarkılar bestelediği hatta "Bu takımda tek oyuncu var" tarzında cümleler içeren bir tezahurat yaptğını gördük.Derken Middlesbrough küme düştü. Yaz ayları yine hareketliydi. Önce yıldızlar karması Chelsea ile anıldı adı. Daha sonra ekonomik darboğazdaki Liverpool ile anıldı . Stuttgart denildi. Sonra Totenham ve Aston Villa Tuncay'ın peşinde dendi. En son Daum'un eski takımı Köln ile anıldı hatta Ümit Özat "Tuncay bizi istiyor." tarzında birşeyler söyledi. Dikkat edin , takımların kaliteleri ve liglerdeki yerleri gittikçe düşmekte. En sonunda bugün bir açıklama geldi; "Tuncay Şanlı Stoke City ile anlaştı". Yani kısaca "Dağ fare doğurdu". Menajerinden gelen açıklama ise Tuncay'ın kariyerini Premier League'de sürdürmek istediği ile ilgiliydi. Peki ya ille Premier League'de kalabilmek için Stoke City doğru bir tercih mi ? Şampiyonlar Ligi'nde oynayıp vitrin yapmak daha önemli değil mi ? Fenerbahçe gibi Şampiyonlar Ligi en olmadı UEFA Kupası yeni adıyla Avrupa Ligi'nde oynayan bir takımdan Middlesbrough gibi bir takıma gitmek bir futbolcunun kariyeri için bir basamak olarabilir , zaten o düzeyde bir takım ancak bunun için kullanılır. Ancak Tuncay bunun yerine daha da vahim bir biçimde Stoke City'ye transfer oldu. Hiç olmazsa Stuttgart gerçekten bir teklif yaptıysa oraya gidip Şampiyonlar Ligi'nde oynayamaz mıydın Tuncay? Köln , Stoke City , Venezia , Parma , Valladolid gibi takımlarda zaten oynarsın , hatta takımda yıldız olursun bu yetenek ve azimle. Ama önemli olan büyük takımlarda oynayıp büyük kupalar almak değil mi? Stoke City ile Lig Kupası veya FA Cup dışında hangi kupayı alabilirsin Tuncay Şanlı ? Şampiyonlar Ligi ? Avrupa Ligi ? Premier League ? Yok daha neler...

19.8.09

vur deyince öldürdü!


bu deyim ac milanın transfer politikasına o kadar uygun ki,fotospor tarzı başlık seçmeyi sevmesem de mevzuya cuk oturduğu için kaçınılmaz finali baştan yaşatıp abuk bir flashback yapmak istememden mütevellit işbu postun başlığı olarak tarafımdan seçilmiştir.

avrupa futbolunun hasta adamı olarak gördüğüm(hazırlık maçlarından sonra vay be ne tespit yapmışım dediğim),herkesin ortak bir görüşe varmışcasına yaş ortalaması yüksek ve kaleciye ihtiyacı var dediği milan son transfer(!) bombasını(!?!) 35lik flavio romayla patlatmış.gençleşmeye gitmesi beklenen milan'ın ise sezon içinde kullanmasını tahmin ettiğim takım şu hali almıştır.
----------------------------------roma(35)-----------------------------
---oddo(33)--------nesta(33)------------onyewu(27)----jankulovski(32)
--gattuso(31)-------pirlo(32)------------ronaldinho(29)--seedorf(33)
---------------------pato(19)------------inzaghi(36)--------------------

huntelaar'ın bekleneni vermesinden şüpheli olduğum için inzaghi yine oynar diye düşünüyorum,pato hariç yirmi küsur(nasıl bir küsuratsa) yaşında olan oyuncuların da alternatifleri otuz yaşını yıllar önce aşmış ambrossini,zambrotta,kaladze gibi oyuncular.
tabi berlusconi transferi kapattıklarını açıklamış(ki rte ile dostluklarının artması üzüm üzüme baka baka kararır lafını akıllara getirmekte).takımın yaş ortalamasının düşmesi gerektiğini söyleyenlere de 'gerekirse maldininin oğlunu onbire koyar ortalamayı düşürürüm' gibi bir laf ederse de artık rte'yle dostluğu bırakıp kanka moduna girdiklerini birbirlerine y*rraam(italyanların 'r' vurgusu da dillere destandır) diye hitap ettiklerini kafamda daha da iyi tasarlamaya başlarım.

tamam,diyeceksiniz ki;'bu ne yahu?futbola niye siyaseti karıştırıyorsun?'
buna iki çeşit cevabım var değerli blog takipçileri;
birincisi; vaktinin önemli bir kısmını internette geçiren bir insan olarak şu ana kadar internette akp savunucusu kimseye rastlamadım.hatta bir efsane %47nin modemin yanından geçmeye tövbeli olduğunu anlatmaktadır.herkesin klavye anarşisti olduğu bu internet meydanında şu an güvendeyim(z) diye düşünmekteyim.
ikincisi de görülmeyen sosyal statülerle ilgili kanaatindeyim.kendi halinde bir vatandaş olan oğuzhan kaya böyle bir yorum yaptığı için 'dikkat çekmeye çalışıyor,ıyyyk çok sığ,banal!' tepkileri alacakken,herhangi bir spor yazarı real madrid'in barcelonayla çekişmesini siyasi bir olgu olarak nitelendirsin,başlığa da büyük puntolarla 'no pasaran!' yazsın.yorumlar şu şekilde olacaktır;'kem küm...efenm yazar futbola sosyolojik ve politik bir konjüktörden bakarak futbolun sadece futbol olmadığını dile getirmiş.'.peki benim bakış açıma ıyyk demiş,öbür yazarı övmüş insan,sen bilmez misin ki,faşişt real madrid'de makalele yıllarca taraftarın göz bebeği olmuşken,eto'o yıllardır müthiş performansına rağmen ırkçılıktan her maç nasibini almıştır.ya da kapitalist real madrid transfere o kadar para harcamışken,ibrahimoviç'in maliyeti de real'in savurganlığıyla sidik yarışı şeklindedir.bu da benim sana yorumum;'futbolun sadece futbol olmadığı gibi mallık da sadece mallık değildir.'.
dağa küsmemin pasif direniş olarak algılanmayacağının farkındayım.çünkü görünmez sosyal statüm diğerlerine göre epeyce bir düşük.zaten hep böyle değil mi a dostlar,elin ıssız adamı çıkar yemediği halt kalmaz ama nedense daha saf duyguları olan yurdum genci 'abazan,kıro vs.' diye çağırılırken,ahlak çöküntüsünün bayrak adamı da 'ayy ya chooq romantiqq,haşarı ama duygusaaaalll' mertebesine yükseltilir.zaten yılmaz vural'ın soyadı vuraloviç olsa şu an fenerbahçe'nin teknik direktörüdür(son verdiğim örnek tamamen şakadır,üçlü defansa ofsayt taktiği uygulatan adamla işim olmaz.).
her neyse bu kadar kopuk ve saçma(ki saat 6.00 olmuş.) yazının ardından benim çıkarımım şudur;milan'ın bu sene birşey olmayacağı ve ronaldinho'nun günah keçisi haline geleceğidir.daha adam akıllı yazılarda buluşmak dileğiyle hoşçakalın.

bu arada başta bahsettiğim flashback de yalan oldu,onu da belirteyim.

15.8.09

kartal çıkmazda


son yılın lig ve kupa şampiyonu beşiktaş(aynı zamanda gönül verdiğim takım) hakkında bloğa ilk yazımı yazmak istedim.

evet ünvanlar güzel,takım ruhu iyi seviyede ama bir taraftar olarak kafamda o kadar çok soru
işareti var ki bunu paylaşıyım istedim.

1)diziliş;geçen sene işe yarayan 4-3-3 sistemi bu sene de işe
yarar mı?
*mustafa denizli takıma geldiğinde kadroda alternatif sıkıntısı ve kaos vardı.kısa yollu bir plan yapılarak ertuğrul hocanın ara sıra kullandığı 4-2-3-1 yerini pas trafiğini ve ayağa topları ön planda tutan 4-3-3e verdi.
barış kupası ve catania maçlarıyla da bu sistemin ve dizilişin(ikisi çok farklı kavramlar) devam edeceği kesinlik kazanmış gibiydi.fenerbahçeyle oynanan kupa maçından sonra gündeme gelen 10,5 numara eksiği de bu gidişatın süreceğini doğrular nitelikte.
benim fikrim ise gerek alternatifleri gerek kadro dinamiklerini ele alarak uzun bir sezonda
4-3-3ün takımı başarısızlığa iteceğidir.ileri uçta 4-3-3 hücum hattında kanatlarda oynayabilecek oyuncu sayısı sadece 2.nihat ve holoskonun sadece sağ açıkta oynayabileceğini bilmek holoskonun 8 yabancı içinden artı 2'de olacağını bilmek,kadrodaki 4 forvetin de 4-4-2 formatına uygun olması endişelerimi anlamanıza yardımcı olur umarım.
2)yabancı kontenjanı;en basit mantıkla düşünürsek ligde başarı için 5 tane iyi türk oyuncu şart görünüyor.kadroyu derinlemesine incelersek bu hesaplarıma hak vereceksiniz.
savunmada sivok-ferrari,orta sahada;ernst ve fink yerlerini gara
ntilemiş durumdalar şu an,geriye iki hak kalıyor adaylar ise holosko,bobo,tello ve delgado(ya da muadili bir orta saha),bu ikiliden tello ve holoskonun oynayacağı biraz daha muhtemel.değişimli oynamak ise uyumu bozan bir unsur olur.
tabi kelebek etkisi takıma vuracak gibi bir düşünce de var içimde,ekrem ve toramana rağmen erhan ve rıdvan gibi iki sağ bekin alınması da toramanın stopere çekilmesi ve sivok'un artı 2 kurbanı olmasına neden olabilir.
3)yönetim-medya durumu;takımımı medyadan takip etsem de,beşiktaş'a yapılan çifte standardı çözebilmiş değilim.bir yıl önce fenerbahçe 'sakat' olan nihat için 10 milyon euro teklif etmiş ama bu durum onaylanmamıştı.beşiktaş'ın 4 milyon€ civarında aldığı bir nihat ise nedense yaşlı ve sakat oluyor,bu para çarçur oluyor.ya da kariyerinde geçen sezon hariç sürekli düşüş yaşayan bilica süper transfer olarak nitelendirilirken,italya milli takımı inter,roma gibi takımlarda bulunmuş geçen yılın sürpriz takımı genoa'da neredeyse her maç oynamış ferrari niteliksiz transfer ya da başarısızlık olarak görüyor.10 milyon'a alınan geçen sezon hiçbir varlık gösteremeyen mehmet topuz yılın transferi;takımın ihtiyacı olan üstelik daha 20 yaşında olan ismail için verilen 5.5 m€ artı s.kurtuluş transferi bazılarının kulaklarına saçma geliyor.yaptığı hatalarla beşiktaşa çok şey kaybettiren gökhan zan ise siyah-beyaz formayla 'ehehe kazma lan bu' denilirken galatasaray'a gelince milli takımın stoperi,takımın kulesi,rumun ve mısırın ve kudüsün hükümdarı vs ünvanlarla anılıyor.cidden çok garip.istikrarsızlığıyla nam salmış cissenin badem gözlü olması kısmına değinmeyeceğim bile.
yönetim de her zaman olduğu gibi saçmalıyor.örneklerle beşiktaşlıları kahredip diğer arkadaşları da gülümsetmek istemiyorum.

medya ve yönetim durumuna artık sıkılmış portakalın muhabbeti olmaz nedeniyle elim kolum bağlı beklerken,takımdaki oyuncuların karakteristiğine daha uygun olacağını hala savunanlardanım.gözünüzü kapatıp bir düşünün,şaka şaka kafamdaki dizilişe bakarak düşünün bir de 4-3-3e uygun oyuncuları düşünün ne demek istediğimi anlarsınız büyük ihtimalle.

rüştü(hakan)
ekrem(rıdvan) toraman(erhan) ferrari(sivok) i.köybaşı(i.üzülmez)

holosko(e.zengin) ernst(necip) fink(uğur) tello(s.özkan)

nihat(batuhan) nobre(bobo)

böylece ne delgado ne 10,5 numara muhabbeti kalır,yusuf takım sıkışınca tek ön liberoya geçilir,bobo giderse yerine iki kanatta da oynayabilen bir yabancı alınır böylece holosko forvete geçer.bana göre yetenekli bir kadrodan üst düzey verim alınır.yazı da kapanır.

Fenerbahçe'nin Süper Transfer Politikası

Takımlarımız transfer yaparken har vurup harman savuruyorlar , özellikle Fenerbahçe har vurup harman savururkene olmadık isimlere olmadık paralar harcıyor.Ariel Ortega ile başlayan her yıl bir yıldız getirelim sözü(Galacticos vari) , Pierre Van Hooijdonk , Alex de Souza , Nicolas Anelka , Stephen Appiah , Mateja Kezman , Roberto Carlos ve Daniel Güiza ile devam etti.Herhangi birini hangi takım istemez ki ? Kariyerlerinde Real Madrid , Arsenal , Inter , PSV ve Juventus gibi takımlar olan futbolculardan bahsediyoruz.Peki ya diğerleri? Örneğin Fenerbahçe bu sezon Mehmet Topuz için 9 milyon avro artı bir oyuncu verdi , Özer Hurmacı için 6-7 milyon avro artı iki futbolcu verdi , Andre dos Santos ve Cristian Baroni için toplam 13 milyon avro verdi , Bilica için 2-3 milyon avro artı bir oyuncu verdi , yani kısaca toplam maliyet 40 milyon avroyu buldu.Buna takasla giden oyuncuların bonservis bedellerini de kabaca ekledim.Peki Fenerbahçe bu sezon kimi sattı? Yani Tuncay Şanlı , Rüştü Reçber , Mehmet Aurelio , Stephen Appiah ve Diego Lugano(kalma ihtimali var deniyor ama ben sanmıyorum)'dan hangisinden para kazandı geçmişten bu yana.Elvir Balic , Nicolas Anelka ve Jay Jay Okocha dışında siz hiç duydunuz mu para kazanıldığını ? Bu işte bir yanlışlık var . Hatta büyük bir yanlışlık var . Bu yazıda aslında BJK'nın son yıllarda yaptığı anlamsız transferlerden de bir derleme yapmak isterdim ama bugün taraftarı da olduğum Fenerbahçe hakkında düşündüklerimi sıralamak istiyorum. Üstelik alternatifli bir transfer listesi de yapacağım. Önce verilen bedeller hakkında konuşalım , Mehmet Topuz ayarında bir oyuncu hangi ligde yaklaşık 10 milyon avro değerindedir. Tamamen Beşiktaş ile girilen transfer yarışında bir çelme takmak adına yapılan inanılmaz bedelli bir transfer. Avrupa'da bedelsiz olarak Mehmet Topuz ayarında bir isim bulabilirsiniz. Bir de Deivid de Souza ve Roberto Carlos'la sezon bitmeden uzatılan sözleşmelerin basına ve taraftara yepyeni transferler , müthiş haberler gibi aktarılması da ilginçti ve bence bu yenilemeler yönetimin elini kolunu bağlayan diğer hususlardı.Bu isimler yerine sadece Lugano ile sözleşme uzatılıp , Deivid ve Carlos yerine daha iyi isimler alınabilirdi.Alex ile sözleşme yenilenmesi ise hoş oldu.Beğensek de beğenmesek de Alex'in istatistikleri onun liglerimize gelmiş geçmiş en iyi yabancı oyuncu olduğunu gösterir nitelikte.Bu cümleyi içimdeki taraftar zihniyetiyle değil gördüğüm istatistiklerden ötürü kuruyorum.Geçelim alternatiflerime :

*Bilica yerine alternatifim 4 milyon avro gibi uygun bir rakama Juventus'dan Pire Olympiakos yolunu tutan Olof Mellberg. İsveçli defans oyuncusu kaptanlığa kadar yükseldiği Aston Villa'dan geçen sezon ayrılıp Juve'ye geçmiş ancak sakatlıklar sebebiyle çok faydalı olamamıştı. Sakatlıklar olmasa bana göre geçen sezon başında takımdan yollanmak için çabalanan Legrotaglie'nin yerine rahatça forma şansı bulabilirdi çünkü Premier League'de oynarken gayet istikrarlı bir isimdi.Premier League ve Serie A tecrübesi olan , kaptanlık yapmış , istikrarlı bir defans oyuncusu için 4 milyon avro gayet uygun.

*Andre dos Santos içinse alternatifim Bayern München'in kadrosuna 7 milyon avro karşılığında kattığı Danijel Pranjic. Heerenveen'de hem ofansif orta saha , hem de sol kanadın tamamında görev alan , Hırvatistan Milli Takımınında önemli bir ismi. Ayrıca yıllar içinde takımdan gidecek isimlerden biri olacak Alex de Souza'nın da yerine bir alternatif olabilirdi. İkinci alternatifim ise Real Betis'in CSKA takımına yolladığı Mark Gonzalez.Liverpool gibi bir takımda da oynamış olan Mark Gonzalez maliyet olarak bu iki isimden de aşağı seviyelerde bir oyuncu.Diğer alternatifim ise Real Madrid'in Marseille kulübüne cüzzi bir bonservis miktarına bıraktığı Gabriel Heinze.Bol bol Arjantin Milli Takımı'nda da oynayan tecbüreli isim , Man UTD , PSG ve Real Madrid gibi takımlarda forma giymiş , yeteneklerine laf söylenemeyecek bir isim.

*Cristian Baroni için ise alternatif listem yine hoş . Öncelikle Atl Madrid'den bedelsiz olarak Köln takımına geçen Maniche ilk isim. Orta sahada hem koşan , hem tekniği uygun seviyede , hemde şutlarıyla rakip takımlara sıkıntı yaratabilecek bir isim Maniche. Kariyerinde Porto , Atl Madrid gibi ekiplerin formasını giymiş , Şampiyonlar Ligi ve Uefa Kupası kazanmış bir isim.İkinci isim ise yine bedelsiz olarak FC Bayern'den Hamburg yolunu tutan Ze Roberto.İlerlemiş yaşına rağmen üstün top tekniği , bol bol koşması ve ince paslarıyla tanıdığımız bir isim.Dedik ya yaşı handikap , aynı Milan'dan bedelsiz olarak Santos'a giden Emerson gibi , o da yıllarca Fabio Capello ile beraber bütün kalburüstü İtalyan takımlarını gezmiş bir isim (Juventus , Roma ve Capello'suz Milan).Buradaki bir diğer alternatifim ise Glasgow Rangers'dan Birmingham City'e 1 milyon avro karşılığı transfer olan ünlü İskoç orta saha oyuncusu Barry Ferguson.Sert şutları ve orta sahada kontrolü eline alabilen bir isim olarak bilinen Ferguson , Fenerbahçe'ye çok farklı bir hava katabilirdi.İtalyanların Cristiano Zanetti'si de yine bir diğer alternatif.Kısaca 2 ayını Tim Borowski ve Christian Poulsen için harcayan Fenerbahçe bunlardan birini alabilir miydi?

Bu yıl ki , geçen yıl ki hatta Zico'nun ilk geldiği yıl ki transferleri kesinlikle bir karmaşanın ürünü olarak görüyorum.Yönetim transfer dönemlerine iyi hazırlanmıyor.Bonservissiz oyuncular iyi takip edilip erken anlaşma yapılmıyor.Dolayısıyla da yüksek bonservis bedelleri ile , o rakamları pek haketmeyen isimler transfer ediliyor.Josicolar , Kezmanlar , Bilica ve Cristianlar bence bu savruk transfer politikasının ürünü.Eğer Avrupa ve Güney Amerika'daki transfer piyasaları iyi takip edilse çok çok iyi oyuncular , çok uygun fiyatlara veya bonservissiz transfer edilebilir.Fakat Fenerbahçe'nin oraya buraya para saçma ve saçtığı paraların karşılığını alamama sevdası tüm hızıyla sürüyor. Daha üstte bahsetmediğim Jermain Pennant , Shunsuke Nakamura , Djibril Cisse , Morientes , Luis Garcia , Onyewu (ki uzun süre basınımızda yer aldı) , Marko Marin gibi isimler de var.Josicolar Maldonadolar , Cristianlar yerine bu tip isimler kadroya katılabilirdi.Katılamaz mıydı sizce?

Son olarak bu yazının sadece Fenerbahçe ile ilgili olduğunu da düşünmeyin , isimleri değiştirip diğer iki büyüğe de uygulayabiliriz bu yazıyı. Göreceksiniz ki çok fark olmayacak...

12.8.09

"olursa iyi olur,olmazsa sorun değil."


barça orta sahada xavi iniesta ikilisini daha nasıl iyileştirebiliriz diye çalışmalara başladı.ilk hedefleri de arsenal'den cesc fabregas.klübün teknik sorumlusu txiki begiristain da bu ilgiyi inkar etmiyor fakat aşırı fiyat isterlerse geri çekiliriz diyerek hafiften bir blöf de yapıyor ve b planı olarak da shaktardan chygrynskiy düşünülüyor.tabi xavi-iniesta-cesc üçlüsü kulağa mükemmel geliyor.bekleyip göreceğiz.

11.8.09

Rakipleri Tanıyalım



Efendi malumunuz geçen daha doğrusu ilk yazımda belirttim , rakipleri tanıyalım yapacağız şimdi , hemen şimdi , dilerseniz Şampiyonlar Ligi'nden elenmesi sebebiyle ilk olarak Sivasspor'un rakibi ile başlayalım ;

Shaktar Donetsk


Kadrosunda bulundurduğu birkaç hatta baya kalbuüstü yazmak gerekir diye düşünüyorum en başta , buyrun :

Lewandowski Mariusz
Rat Razvan Dinca
Hübschman Tomas
Duljaj Igor
Fernandinho
Jadson
Ilson Pereira Dias Ilsinho
Willian
Srna Darijo
Adriano Luiz
Aghahowa Julius

E canım Aghahowa nereden çıktı demeyin , bu adam burada yıldız oldu. Ne yalan söyleyeyim ilk olarak FM'de dikkatimi çekmişti Shaktar Donetsk , mütevazı kadrosuyla iyi işler yapıyorlardı , gerçekte de öyle olduklarını görmek pek uzun sürmedi.Ukrayna Ligi'nde elde ettikleri zaferler , Şampiyonlar Ligi'ndeki ve UEFA Kupası'ndaki etkili oyunları onları daha da dikkatle takip etmemi sağladı , üstelik teknik direktörleri çok yakından tanıdığımız Mircea Lucescu idi .Takımlarımızın kovmaktan beter ettiği bu adam Avrupa şampiyonu bir takım yarattı sonunda.Son UEFA Kupası'nı ilk kez bir Ukrayna takımı kazandı.Aslında pek de birşey söylemeye lüzum yok belki ama şunu açıkça belirtmeliyim ki benim futbol anlayışımda Shaktar Donetsk , Anderlecht'ten daha güçlü bir rakip ve kesinlikle orta sahalarındaki Portekizce egemenliği onların işine çok yarıyor.Asla da Anderlecht gibi skor rehavetine kapılacaklarını da sanmam.Sivasspor'un özellikle savunmasında yaşadığı sıkıntılar Shaktar'ın genç ve yetenekli forvetlerinin ekmeğine yağ , bal sürecek gibi.Luiz Adriano , Aghahowa gibi hızlı isimler , ağır ve kısa Sivasspor savunmasını çok rahat geçebilirler.Kısa neden , hava toplarında da etkili olacaklardır mutlaka.Anderlecht'ten çok daha derli toplu bir takım ve en önemlisi , bu kupanın muadilinin son şampiyonu...

Transfermarkt.de sitesine göre Shaktar Donetsk'in değeri : 113.475.000 £
Sivasspor'un değeri : 37.780.500 £

FC Toulouse

Aslında sevmem Fransa Ligi'ni , oynanan futbol bana zevk vermez , acayip sıkılırım , hele ki o stadların kasvetli ortamı , bir Premier League veya La Liga keyfi vermez Ligue 1.Hatta bana göre kalite açısından Süper Ligimizin de altındadırlar.Ayrıca Avrupa kupalarında da son dönemde Marseille ve Monaco birer final oynadılar , fakat bu onları asla başarılı kılmaz.Bu biçimde küçümsemek de olmaz tabi ki , öncelikle Toulouse herkesin dediği gibi Trabzonspor'un rahat geçeceği bir takım değil bence.Fransa Liginde iyi top oynayan takımlardan biri.Gignac gibi önemli bir forvetleri de var.Tabi ki Trabzonspor güçlü bir takım ancak takım oyunu oynamadıkları sürece bu takım başlarına büyük dertler açabilir , küçümsememekte fayda var.

Transfermarkt.de sitesine göre FC Toulouse'un değeri : 57.939.000 £
Trabzonspor'un değeri : 53.978.500 £

FC Sion

Belalımız İsviçre'den sevgilerle...Bu takım aslında bizim pek belalımız sayılamaz , zaten İsviçre ile takımlar bazında bir derdimiz yok.Bana göre bu eşleşmede Fenerbahçe'nin tek sıkıntısı Bilica'nın yokluğunda savunmadaki isimlerin uyumları olabilir , hatta o bile sorun olmaz , iki maçta da yenerek geçilmesi gereken bir tur olarak görüyorum , fazla uzatmaya lüzum yok.

Transfermarkt.de sitesine göre FC Sion'un değeri : 14.863.000 £
Fenerbahçe'nin değeri : 100.926.000 £

FC Levadia Tallinn

En sona bıraktım çünkü hakkında yazı yazmaktan keyif almayacağım tek eşleşme bu.Galatasaray iki maçta da 5er atarak bu takımı elemeli , Trömsö'lere elenen Galatasaray yok artık.

Transfermarkt.de sitesine göre FC Levadia Tallinn'in değeri : Değer biçilen oyuncular için toplam rakap 800.000£ civarı
Galatasaray'ın değeri : 108.402.000 £

....Böylelikle bir yazımın daha sonuna geldim.Takımların değerlerini öyle bir vakit geçsin diye verdim , bakar bakar eğlenirsiniz diye.Hadi size iyi günler.

"o bir ispanyol!"


ingiliz milli takımının bence en zayıf halkası olan kalesi yine sıkıntıda.fosterın ve david james'in sakatlıkları yana yana kaleci arayan ingilizlerin aklına 32sine kadar ispanya'da isimsiz takımlarda forma giyen ama arsene wegner'in takıma katmasıyla 11'e girip kalede güven veren almunia.şimdiye kadar milli takıma çağırılmamış olan ispanyol kaleci,capellonun istemesi halinde formayı giyebilirdi.fakat capello'dan cevap gecikmedi."o arsenal'de forma giyen bir ispanyol."."almunia bana göre ispanyol'dur."james ve fosterın yokluğunda hollanda karşısında west ham'lı robert green,paul robinson ve joe heart'ın kadroya seçilmesi bekleniyor.

şahsi yorumum da şu;cidden abuk bir yorum olmuş çünkü almanya'dan japonya'ya kadar çoğu milli takım artık başarı için istediği oyuncudan faydalanabiliyor.bunun nedeni biraz da kompleks gibime geldi.ispanyolların tenezzül edip kadroya çağırmadıkları kaleciyi koskoca(!) ingiltere mi kadroya katacak,tabi canım.

manu 09-10

geçen yılın epl şampiyonu ve şampiyonlar ligi finalisti manchester united'ı ele alalım istedim.manu bu sezona güzel ünvanlarla girdi ama george bestten sonra 30 gol barajını aşan ikinci orta saha oyuncusunun real'e büyük bir meblayla gitmesi bile taraftarları üzmüştür şüphesiz.

ronaldonun gidişinden sonra direk akıllara aynı tarz bir oyuncuyla değiştirilmesi gelmişti ve piyasada görünen en uygun oyuncu ribery'di.ferguson ribery'nin fiyatını fazla bulunca(daha doğrusu bayern tok satıcı triplerine girince),benzema akıllara geldi.ronaldonun hücumda aldığı yükü rooney'i rahatlatacak bir forvetle kapatmayı düşünen sir bu oyuncuyu da real'e kaptırınca,c planını devreye soktu;valencia.

valencia geçen yıl wigan'da 47 maçta oynamış,hızlı ve teknik bir kanat oyuncusu,manu'ya maliyeti ise 16 milyon£.ronaldonun yerini dolduramaz dense de unutulmamalı ki ronaldo sporting taraftarının bile adını çok iyi bilmediği bir futbolcuydu.bu konuda ferguson'a güveniyorum.
diğer iki dikkat çeken transfer de owen ve obertan.owen transferi bana göre ferguson'un oynadığı(ve genelde kazandığı)az riskli kumarlardan birisi.owen hem maç başı ücret alacak(uzun süren sakatlıklarıyla ilgili olsa gerek),hem de küllerinden doğmayı isteyecek.obertan ise bordeaux'nun verim alamadığı ama kendini gösterince neler yapabileceğini rahatlıkla anlatabilecek 3 milyon £'luk başka bir kumar ve büyük ihtimalle seneye giggs'in yerine hazırlanacak.ayrıca 5 yedek kuralının uygulandığı bir ligde bu oyuncunun iki kanatta forvet arkasında ve forvette oynayabilmesi büyük avantaj olabilir.
red devils hakkındaki izlenimim de şöyle;
kale;van der sar uzun bir süre sakat,ve 36 yaşındaki oyuncunun bu halleri artık devam eder diye tahmin ediyorum.ilk alternatifi foster.ama bana pek güven veren bir isim değil.

defans;sağbekte gary neville'ın artık miyadı doldu gibi görünüyor ve ferguson bu açığı brown ya da o'shea gibi stoperlerle doldurmayı düşünüyor,bu konuda pek sorun yaşamazlar.solda ise evra hazır bir görüntü çizmekte.rio da vidiç'le artık müthiş bir ikili oldu.bu oyuncuların gerisinde forma bekleyen evans,fabio,rafael gibi gençler var.

orta saha;cr7 gitti ama onun misyonunu valencia ya da obertan'a yıkmaz ferguson.bu yük anderson,fletcher,park ji sung,scholes,carrick,nani gibi oyuncular arasında dağılacak.ayrıca hazırlık maçlarında izeldiğim kadarıyla takım sıkışınca ronaldoyu aramıyor artık,daha sabırlı ve kollektif hareket ediyorlar.

forvet;tevez müthiş bir forvet ama malum manchester'ın huyu forvet harcamak.tevez istenmeyen forlan,nistelrooy kadar başarılı olacak(umarım saha gibi sakatlıklarla boğuşmaz.).kalan sağlar ise berbatov rooney ve owen.berbatovdan bu sene çok şey bekleyen bir ferguson var.owen da rotasyonda yeterince şans bulacaktır.

tabi bu sene rölantiye almış bir manchester da görebiliriz.bir sene içinde sir dört-beş yıldız daha hazırlayabilir ki takımda sayısız yıldız adayı var.yine de en büyük favori onlar.


siftah


gördüm ki blogster gibi birşey olmuşum.açılışı da bu bloga has bir fotoyla yapalım o zaman.

evsizler dünya kupası(homeless world cup)

gündem dışı yazılarla devam edelim.herkes milyon dolarlık transferleri,fifa klüp takımları arasındaki sürtüşmeyi takip ederken,futbolun sadece endüstriyel bir sektör olmadığını,milyon dolarları bir ay sürede spor yaparak kazananların kendilerini 'modern köle' olarak tanıttıklarının nasıl bir küstahlık olduğunu naçizhane dile getirmek istedim.
avrupada altı yıldır düzenlenen ve dünya çapında ses getirmese de bazı gözlerin dikkatini üzerine çekmiş bir kupa var;evsizler dünya kupası.

güney afrika'da 2001de bir fikir olarak çıkan bu organizasyon,2003te avusturya'da hayata geçti.2003ten günümüze kadar her yıl aralıksız yapılan turnuvaya avusturya dışında isveç,avustralya,iskoçya,güney afrika,danimarka ev sahipliği yaptı.2009'da da italya evsahipliğine hak kazandı.

italya'nın iki,iskoçya,avusturya,italya,rusya ve afganistanın birer şampiyonluğu var.rusya aynı zamanda genel klasmanda lider durumda.

tabi kurallar farklılık göstermekte.dikkat çekenleri ise şöyle;
*22ye 16lık sahalarda bir kaleci üç oyuncuyla mücadele veriliyor ve dört yedek hakkı tıpkı hentboldaki gibi sınırsız bir şekilde kullanılabiliyor(normalde de böyle olsa sergen şimdi zidane gibi kariyere sahip olurdu.)
*yedişerden iki devre oynanıyor.beraberlik halinde ise tek atışlık penaltılara gidiliyor.galibiyet 3,yenilgi 0,penaltılarla alınmış yenilgi ise 1 puan.

aranan şartlar ise 'modern kölelerin' alınma şartlarından çok daha farklı;
*en az onaltı yaşında olmak.
*erkek ya da kadın olmak(2009 milano'da kadınlar için ayrı bir kupa olacak.).
*çalışma izni alamamış veya mülteci olmak.

turnuvaya cantona gibi isimlerin de destek vermesi ve ilk kupada oynayan 141 oyuncudan 31'inin bir sene içinde düzenli bir iş bulması da turnuva hakkında ilginç notlar arasında.
not;fotoşop için mutlu şahin'e teşekkürler...

emekliye ayrılmış numaralar



madem yedi numara üzerine bir içerik yaptık.futbolcuların oyun içinde kart takibi ve kayıt alma dışında hiç bir fonksiyonu olmayan ama insanların bilinçaltına kazınan sırt numaraları hakkında bir yazı yazmasam olmazdı diye düşünüyorum.90ların sonuna doğru çoğu federasyonun 1-99 arasındaki numaraları kabulüyle klüplerin bayrak adamlarına gereken vefayı göstermeleri güzel bir fırsat olmuştu.dünyada yüzlerce federasyon ve binlerce profosyonel lig olduğunu düşünürsek bunların hepsini tek tek yazmak bilgi kirliliğinden başka bir şey olmaz diye düşündüm ve popüler olan hatta dünya tarafından efsaneliği kabul edilmiş yıldızları ufak notlarla irdelemeye karar verdim.


mohamad zidan;en şanslı olanıyla başlamak istedim listeme,borissia dortmund forması giyen 81 doğumlu forvetin midtjlland'ta giydiği 14 numaralı formanın emekli olmasının sebebi de bir sezon oynayıp 47 maçta attığı 30 gol.tabi sonra alman devlerinin kıskacına girmeyi başarması.tabi böyle bi performansa sadece bir sezonda efsane oluyorsa,samsunpor serkan aykut'a konyaspor da zafer biryol'a haksızlık etmiş gibi duruyor.

marc-vivien foe;futbolda yaşanan en buruk olayların başında gelen maçın başaktörü foenun giydiği 17 numaralı forma lens,23 numaralı forma da manchester city tarafından emekli edilmiş durumda.tabi aynı şekilde olmasa da bir ölümden dolayı sadece bir yıl formasını giydiği lyonda 16 numaralı forması asılan borrelliyi unutmamak gerekir.
puskas ve grosics;honvedin yıllardır kimseye yakıştıramadığı 10 numaralı forma(fb maçından sonra yakıştırmasalar da tepki görmez artık) puskasa ait,ama bir de 1 numaranın ayrılması var ki o da çok ilginç.gyula grosics macarların efsane kalecilerindendir ama ülkedeki komünist rejim onu formasını giymeyi çok istediği ferencvarosa imza attırmamıştır.çok ilginçtir bu 82 yaşındaki tecrübeli eldiven formalite olarak ferenvarosa imza atmış hatta bir hazırlık maçında da oynayarak resmi olarak klubün oyuncusu ve efsanesi olabilmeyi başarmıştır.

aldair;13 sene roma formasını giyen brezilyalı da 6 numarayı 13 yılın hatrına romanın onur tablosuna çiviletmiştir.

tabi bu anlattıklarım biraz daha bilinmeyen ve ilginç olan isimlerdi.numaralarına erişilemeyecek diğer efsaneler de maradona(10),zola(25),baggio(10,bresciada),johann cruijff(14),pele(10,cosmos) ve baresi(6).
evet bilerek maldiniyi listeye katmadım çünkü onun durumu biraz daha ilginç.eğer milan altyapısındaki oğlu christiano maldini a takıma çıkarsa onun 3 numarayı giymeye hakkı olabilecek.

tabi bazı kulüplerde de 12 numarayı taraftara ithaf etmek sıkça görünen bir durum oldu.bu klüplerin bazıları ise genk,flamengo,everon,w.bremen.b.münich,lazio,psv gibi köklü takımlar.

9.8.09

Transfer

A'dan Z'te yapılan dikkat çekici transferleri burada değerlendireceğiz.



* Ankaragücü

Darius Vassell (Manchester City)
Suat Baş (Arminia Bielefeld)
Calvin Sosibo (Bidwest Wits)
Kagiso Senamela (Golden Arrows)
Emre Aygün (Akçaabat Sebatspor)
Cihan Haspolatlı (Konyaspor)
Abdullalh Çetin (Antalyaspor)
Koray Çölgeçen (Kayserispor)

Açıkçası beni en çok heyecanlandıran , Premier League'de izlediğimiz , İngiltere Milli Takımı oyuncusu Darius Vassell oldu.Sakatlık onu biraz yavaşlatmış olabilir ama bu tip bir yıldızın Süper Lig'de oynayacağını bilmek bile gurur verici.Sosibo'yu ise TSYD kupasında izledim ve gerçekten faydalı olabileceğini gördüm.Cihan Haspolatlı ise istediği çizgiyi bir türlü tutturamamış , "Benim adım Hıdır , elimden gelen budur" tarzında bir isim ancak faydalı olabilir.

* Ankaraspor

Aydın Karabulut (Beşiktaş)
İlhan Parlak (Fenerbahçe)
Özgür Çek (Fenerbahçe)
Eric Brabeg (Sparta Prag)
Gökhan Tokgöz (K. Erciyesspor)

Aydın , İlhan ve Özgür gerçekten yetenekli genç futbolcular , özellikle İlhan Parlak bir patlama yapmalı bu sezon , Fenerbahçe'de Kezman , Güiza ve Semih gibi isimlerle şans bulamadı ama burası onun için doğru yer olabilir.Gökhan ise Gençlerbirliği'nde oynarken milli takım seviyesine ulaşmış bir kaleciydi umarım eski günleri döner.

* Antalyaspor

Pini Felix Balili (Sivasspor)
Radoslav Batak (Ankaraspor)
Kerim Zengin (İstanbul BB)
Veysel Cihan (Konyaspor)
Gürhan Gürsoy (Fenerbahçe)

Balili ve Veysel gerçekten iyi forvetler , Zitouni ve Djehoua'nın yanında da iyi alternatifler , özellikle Balili kontraatak futbolu için biçilmiş kaftan.Gürhan ise bu sezon yine patlama beklediğim isimlerden.Kerim ve Batak ise faydalı isimler.

* Beşiktaş

Matteo Ferrari (Genoa)
Nihat Kahveci (Villarreal)
İsmail Köybaşı (Gaziantepspor)
Rıdvan Şimşek (Karşıyaka)
Michael Fink (Eintracht Frankfurt)
Erhan Güven (Ankaraspor)
Onur Bayramoğlu (Bozüyükspor)

Beşiktaş her sezon ki gibi yine iyi paralar harcayıp transferler yaptı , Geçen sezon Galatasaray ve Fenerbahçe bu kadar kötü olmasaydı acaba şampiyon olabilirmiydi Beşiktaş , merak edeceğim senelerce , neyse gidenleri , yani Tomas Zapotocny , Gökhan Zan , Serdar Kurtuluş , Edouard Cisse'yi çok arayabilirler , özellikle Cisse ve Serdar benim çok beğendiğim iki isimdi ve iyi takımlara gittiler.Ferrari Roma'dan bu yana takip ettiğim kalbur üstü bir stoper , Nihat ise eski formunda değil , bekleyip göreceğiz.

*Bursaspor

Tomas Zapotocny (Beşiktaş)
Ramazan Sal (Pendikspor)
Turgay Bahadır (Kayserispor)
Pablo Batalla (Deportivo Cali)
Hüseyin Cimşir (Trabzonspor)
Ivan Ergic (Basel)

Geçen sezon Ertuğrul Sağlam ile başlayan güzel futbol bu sene de devam edecek gibi.Her ne kadar Maxim Romaschenko ve Mustafa Sarp gibi isimler kaybedilse de , Ivan Ergic , Hüseyin Cimsir ve Batalla ile orta saha çok daha kuvvetli hale geldi , defans ise zaten bir Ertuğrul Sağlam transferi olan Zapo ile güvende.Genç bir isim olan Turgay Bahadır da geçen sezon Kayserispor'da iyi bir performans sergiledi.Memleketimin takımını bu sezon inşallah Avrupa Ligi'nde oynayabilecek konumda görürüz.

*Denizlispor

Fahri Tatan (Konyaspor)
David Durmaz (Malmö)
Damien Koffi Chrysostome (Metz)
Ahmet Cebe (Fortuna Düsseldorf)
İsmail Şahmalı (Denizli Belediyespor)
Murat Hacıoğlu (Kocaelispor)
Adem Çalık (Kocaelispor)
Ahmet Burak Solakel (Karşıyaka)
Branimir Bajic (Koblenz)
Norman Sylla (FCV Dendereh)

Açıkçası Fahri ve Murat Hacıoğlu haricinde tanıdığım pek kimse yok , o ikisi de iyi oyuncular ama yıllardır küme düşmemeye oynayan Denizlispor bu sezon o kadar şanslı olmayabilir.

* Diyarbakırspor

Amir Azmi (Mısır)
Hakan Güler (Muğlaspor)
Andres Mendoza (Peru)
Ayman Abdelaziz (Zamelek)
Erdal Güneş (Altay)
Mamadou Diallo (Sivasspor)
Yasir Elmacı (Gençlerbirliği)
Erdinç Yavuz (Kayseri Erciyes)
Thierry Fidjeu Tazemeta (M.Netanya)
Musa Büyük (Konyaspor)
Adnan Güngör (Hacettepe)
Gabor Bari (MTK Budapeşte)
Jusema Delo (Ujpest)
Şener Aşkaroğlu (Denizlispor)
Eren Şen (Konyaspor)
Besim Abbas (Al Talaba)

Yasir Elmacı , Erdal Güneş , Şener Aşkaroğlu ve Musa Büyük ligimizin tecrübeli isimleri , özellikle Mendoza Club Brügge'de oynarken takip ettiğim bir isimdi , iyi bir golcüydü , Ayman ise tanıdık bir isim , bu sezon lige çıkmasına en çok sevindiğim takım belki de , çünkü o bölgenin ve özellikle İzmir'in bu ligde takımlara ihtiyacı var.

* Eskişehirspor

Ragıp Başbağ (Kayserispor)
Ümit Karan (Galatasaray)
Veysel Sarı (Beylerbeyi)
Adem Sarı (SC Pfullendorf)
Burak Yılmaz (Fenerbahçe)
Mehmet Yılmaz (Ankaragücü)

Youla'yı da ekleyebiliriz çünkü kiralıkken bonservisi alındı.Ümit Karan , Mehmet Yılmaz ve Burak Yılmaz ile hücum hatları şimdi çok daha kuvvetli , Ragıp Başdağ ise orta sahada savaşçı kimliğiyle ön plana çıkacak.

* Fenerbahçe

Fabio Bilica (Sivasspor)
Bekir İrtegün (Gaziantepspor)
Mehmet Topuz (Kayserispor)
Özer Hurmacı (Ankaraspor)
Cristian Oliveira (Corinthians)
Andre Santos (Corinthians)

Açıkçası düşünceliyim , Lugano'nun veya Edu'nun eksikliğini Bilica & Önder ikilisi kapatabilir mi ? Önder konusunda sıkıntım yok çünkü çok güvendiğim bir stoperdir Önder ancak Bilica'ya nedense ısınamadım , aslında bu sezon Fenerbahçe'nin transferindeki sorun dağın fare doğurması , yani Poulsen ve Borowski hatta Appiah bile gündemdeyken Cristian Oliveira Baroni alındı , beklentilerin altında kaldı , açıkçası benim futbol düşünceme göre Brezilya'dan ön libero alınmaz ancak Fenerbahçe yönetimi seviyor Brezilyalıları.Andre dos Santos ise gerçekten kaliteli bir isim , Konfederasyon Kupası'nda da izledik kendisini.Mehmet Topuz bir bardak suda fırtınalar kopardı ama şimdilik kapalı kutu.Özer Hurmacı çok önemli bir yetenek.Bekir İrtegün ise Antep'in kaptanıydı ve burada da iyi işler yapacağından eminim.

* Galatasaray

Elano Blumer (Manchester City)
Mustafa Sarp (Bursaspor)
Gökhan Zan (Beşiktaş)
Leo Franco (Atletico Madrid)
Abdul Kader Keita (Olympique Lyon)

İhtiyaca yönelik akıllıca transferler.Son iki sezondur Galatasaray'ın transfer politikasından çok memnunum , benim beğenip keşke ligimizde büyüklerden biri alabilse dediğim (De Sanctis , Kewell , Baros ve Fernando Meira) isimler bu takıma geliyorlar (bu sezon ise Leo Franco ve Elano). Gökhan Zan ise Türkiye'den bonservissiz alınabilecek en iyi stoperdi. Galatasaray yönetimini asıl Rijkaard konusunda tebrik etmek gerekir diye düşünüyorum.

* Gaziantepspor

Caner Bulut (Hatayspor)
Gökhan Öztürk (Galatasaray)
Recep Biler (Hacettepe)
Gökhan Ünver (Sarıyer)
Ertan Koç (Sarıyer)
Sezer Sezgin (Beşiktaş)
Julio Cesar (Rapid Bükreş)
Ümit Tütünci (Gençlerbirliği)
Serdar Kurtuluş (Beşiktaş)

Serdar Kurtuluş , Julio Cesar ve Recep Biler iyi isimler , geçen sezondan Tabata ve Beto ile gerçekten iyi işler yapacaklar , Zurita gibi kaliteli bir orta saha oyuncuları da var , bu sezon umarım son iki sezonun Sivasspor'u gibi oynarlar ve lige renk katarlar.

* Gençlerbirliği

Sinan Ayrancı (Brommapojkarna)
Serdar Kulbilge (Kocaelispor)
Orhan Şam (Hacettepe)
Tolga Seyhan (Hacettepe)
Murat Kalkan (Hacettepe)
İbrahim Şahin (Hacettepe)
Da Silva Tozo (Hacettepe)
Sandro Mendonca (Hacettepe)
Serkan Atak (Hacettepe)
Olgay Coşkun (Hacettepe)
Ulaş Güler (Hacettepe)
Patiyo Tambwe (Hacettepe)
Ante Kulusic (Hacettepe)
Aykut Demir (Nac Breda)
Sezai Zehiroğlu (Hoffenheim)
Danijel Mihajlovic (Jagodina)

Hacettepe'nin isim değiştirmiş versiyonu gibiler.Tozo , Orham Şam ve Sandro beğendiğim isimler , en son Labinot Harbuzi de takıma eklenmiş ki bir CM efsanesidir kendisi , umarım başarılı olur , Stepjan Tomas da alınırsa çok faydalı olacağı kanaatindeyim.

* İstanbul B.B.

Kanfory Sylla (Sivasspor)
Herve Tum (Sivasspor)
Taner Gülleri (Kocaelispor)
Can Arat (Fenerbahçe)
Oğuzhan Bahadır (Konyaspor)
Emmanuel Nsumbu (Kocaelispor)

Nsumbu , Sylla , Tum ve Taner ligin tecrübeli isimleri , Can Arat ise yıllardır Fenerbahçe'de verim alınamamış vasatın altı bir stoper , bu ligdeki gereksiz İstanbul takımı olduğunu düşünüyorum , bu takım yerine bir İzmir takımı olmasını tercih ederim açıkçası.

* Kasımpaşa

Diego Alejandro Scheuschner (Cluj)
Petr Pavlik (Banik Ostrava)
Barış Başdaş (Aachen)
Christian Keller (Stabaek)
Erkan Ferin (Galatasaray)
Şahin Aygüneş (Karlsruhe)
Sedat Yeşilkaya (Ç.Rizespor)
Sezai Demircan (Sarıyer)
Sancak Kaplan (İstanbul B.B.)
Martin Baran (Peresov)
Andre De Souza (CFR Cluj)
Petr Bolek (Liberec)
Ali Güneş (Frieburg)

Açıkçası Ali Güneş ve Sedat Yeşilkaya dışında bir yorum yapamayacağım ki onlar için de sadece ligin tecrübeli isimleri diyebilirim.Ali Güneş vasat bir orta saha oyuncusu.

* Kayserispor

James Troisi (Gençlerbirliği)
Semih Aydilek (Birmingham)
Emrah Bayram (Erzurumspor)
Merter Yüce (Altay)
Gökhan Değirmenci (Altay)
Hakan Aslantaş (Gençlerbirliği)
Yaser Hacımustafaoğlu (Kartalspor)
Serdar Kesimal (Köln)
Ömer Şişmanoğlu (St. Pauli)
Gökhan Emreciksin (Fenerbahçe)

James Troisi çok önemli bir yetenek bence , umarım Kayserspor'da Gençlerbirliği'nden daha başarılı olacak.Gökhan Emreciksin ise Mehmet Topuz'un açığını kapatabilecek bir isim , zaten Fenerbahçe için yeterli bir isim değildi , 24 yaşında geleceğe yatırım olarak alındı denilmişti.

* Manisaspor

Rahim Ouedraogo (Emmen)
Jimmy Dixon (Malmö)
İlker Avcıbay (Konyaspor)
Mehmet Nas (Gençlerbirliği)
Eren Aydın (Gençlerbirliği)
Kemal Okyay (Kayserispor)
Dilaver Güçlü (Bochum)
Mlastimir Jovanovic (Slavija)
Joshua Simpson (Kaiserslautern)
Burak Özsaraç (Ankaragücü)
Promise Isaac (Trabzonspor)
Ferhat Çökmüş (Trabzonspor)

Ferhat Çökmüş , Mehmet Nas ve Isaac Promise ligin iyi isimleri arasındalar , Burak Özsaraç ve Dilaver Güçlü de takıma faydalı olacaklardır ancak yabancılar hakkında bir fikrim yok ne yazık ki.

* Sivasspor

Pieter Mbemba (FC Eindhoven)
Yasin Çakmak (Fenerbahçe)
Uğur Kavuk (Antalyaspor)
Erman Kılıç (İstanbul B. B.)
Ferhat Bıkmaz (Hannover 96)
Akeem Agbetu (Kocaelispor)
Razak Omotoyossi (Metz)
İbrahim Ülüm (Belediye Vanspor)
Ersen Martin (Recreativo Huelva)
Cihan Yılmaz (Karşıyaka)

Mbemba , Erman Kılıç , Uğur Kavuk , Agbetu , Ersen Martin ve Omotoyossi faydalı olabilecek isimler ancak bunlar Balili , Bilica , Tum , Sylla ve Diallo'nun yerini doldurabilecek mi gerçekten soru işaretleri , özellikle Yasin Çakmak Bilica'nın yerini doldurabilecek bir isim değil , ki bunu çok net bir biçimde Anderlecht ve hazırlık maçlarında gördük , keşke Anderlecht maçında görmeseydik.

* Trabzonspor

Drago Gabric (Hajduk Split)
Engin Baytar (Gençlerbirliği)
Zafer Yelen (Hansa Rostock)
Ferhat Öztorun (Manisaspor)
Razundara Tjikuzu (İstanbul B.B.)

Tjikuzu , Zafer Yelen ve Ferhat Öztorun bildiğimiz isimler faydalı olacakları kesin , özellikle Zafer Yelen önemli bir yetenek ancak aslın büyük transfer Engin Baytar , eğer kendini biraz daha geliştirebilirse bu ligin tozunu attırabilir.Gabric'i ise bilmiyorum.Geçen sezon ki Alanzinho'yu da bu sezona transfer olarak yazabiliriz, zira uyum sorunu aştı gibi.Geniş kadroları ile ligin şampiyonluk adaylarından biri olacaklar.

Yarın da sizler için takımlarımızın Avrupa Ligi Play-Off eşleşmelerini değerlendireceğim kendi çapımda. Kendinize iyi bakın.

8.8.09

ukrayna-türkiye aday kadrosu


12 ağustostaki özel maç için aday kadro şu;

kale;rüştü,volkan

defans;g.gönül,sabri,servet,g.zan,önder,servet,i.köybaşı,ceyhun,hakan balta

orta saha;hamit,kazım,ayhan,emre b.,nuri,yusuf,tuncay,arda

forvet;halil,mevlüt,nihat,sercan

şöyle bir baktığımızda ismail ceyhun sercan gibi genç isimleri görmek sevindirici,ama nedense göze çarpmayan bir egemen örneği var ki şu takımda potansiyeliyle servet dışındaki stoperlerimizden daha kaliteli.

terim'in manevi evlat kontenjanından bu kez daumun iki 11 oyuncusu olması(emre ve kazım)normal,ama daum kapıya bile koysa bu iki oyuncu takımın değişilmezi olacak diye korkmaktayım.


7.8.09

mourinho vs fotospor


daha ilk posttan ilgi mi çekmeye çalışıyo diyebilirsiniz ama joseyle bu güzide gazetelerimizin futbolcu beğenileri birbirine çok benziyor.interdeki fotospor mağdurlarını madde madde görelim;

ivan cordoba;son 3 yıldır görürüm manşetlerimizde,son 4 yılı stoper arayarak geçiren fener her seferinde bi şekilde(!) kavuşamamıştır ona.ama nası akıllarına gelmediyse bu sene lucio da intere katılmıştır.şahsen ben jose ağzından 'lucio geldi sana ihtiyacım yok avrupa kupalarında boy gösterecek(portekizcesi neyse artık) bir takıma gitmeni öneririm.' gibi bir manşet beklerdim,olmadı.

lucio;lucio demişken o da bir kaç yıldır sunni gündemlere malzeme olmuştu.30unu geçen futbolcuyu kafalarında ıskartaya çıkaran yurdum basınının üyeleri nasıl morardı bilmek isterdim ya da kendi müthiş kelime oyunlu tabirleriyle 'moratti bizi morartti' deselerdi keşke.bak yazık olmuş bi manşet daha gitti.

vieira;acar gazetecilerimiz düşünmeye başladılar tabi maldonado ve josicodan ağzı yanmış fenerbahçe için.kim olabilirdi?mesela vieira; yıldız,yaşlı,tecrübeli,uzun sakatlıklar geçirdi.evet tam fenere göreydi onlar için.tabi beklerdim şöyle bir manşet; 'jose onu fenere yollamayıp vieirayı yedi.'.

queresma;bunlardan farklı tarafı beşiktaşla adının geçmesiydi.gelse beşiktaş 'karizmayı çizdirmezdi.'

eto'o;özbekler teklif yaptıysa biz de yaparız düsturuyla gelinen bir galeyandı sadece.bu sebeple fotomaç fotospor fotogol türevlerinin hepsinin fotoşop adı altında birleşmesini gündeme sunmak istedim.

tabi mourinhonun işi de zor kadrosunun böyle önemli elemanlarını güçlü zengin querismatic(allahım nooluyo bana) kariyerli türk takımlarına kaptırmamaya gayret gösteriyo.inter demişken bir ofansif orta saha oyuncusuna ihtiyaçları varmış hleb gelmeyince,isim şu beşiktaşın da istediği 'deco'.

guested #7